TÜBİTAK Ulusal Metroloji Enstitüsü, COVID-19 salgınıyla mücadele kapsamında yürüttüğü 5 ayrı projeden ikisini tamamladı, 3’ünde de önemli aşamalar kaydetti.
Ülkenin metroloji sistemindeki rolünün bilinci ve sorumluluğuyla bir yandan ulusal ölçüm standartlarının geliştirilmesi, muhafazası ve izlenebilirliğinin sağlanmasına yönelik çalışmalarını sürdüren TÜBİTAK UME, bir yandan da zengin altyapısı ve donanımlı kadrosuyla salgınla mücadeleye yönelik projeler geliştirerek ulusça verilen savaşın dinamiklerine ivme kazandırmak için tüm gayretini göstermeye devam ediyor.
COVID-19 pandemisiyle mücadele kapsamında 5 ayrı proje yürüten TÜBİTAK UME, bunlardan birini 3 ay gibi kısa bir sürede tamamlamayı başardı. Doğu Marmara Kalkınma Ajansı (MARKA) proje desteğiyle SARS-CoV-2 virüsünün hızlı ve güvenilir şekilde teşhisine yönelik RNA tabanlı tanı kiti referans malzemeleri sadece 3 ayda üretilerek “donuk” ve “liyofilize toz” olarak 2 farklı formda kullanıma sunuldu.
Yerli ve milli imkânlarla üretilen referans malzemelerin yapılan PCR testlerinin kalitesini teminat altına almasının yanı sıra liyofilize referans malzemenin en önemli avantajı transferi sırasında herhangi bir soğutma işlemine ihtiyaç duymaması. Bu sayede liyofilize referans malzemenin ülke içindeki veya dışındaki paydaşlara dağıtımı kuru buza ihtiyaç duyulmadan rahatlıkla yapılabilecek.
Üretilen RNA tabanlı Referans Malzemeler, hem virüsün doğru teşhisinde ülkemizdeki tüm laboratuvarlar tarafından iç kalite kontrolü amacıyla kullanılacak hem de ülkemiz ve yurt dışı kit üreticileri tarafından pozitif kalite kontrol malzemesi olarak kitlere eklenebilecek. TÜBİTAK UME’de kurulan altyapı ile virüsün mutasyona uğraması, farklı bir gen bölgesinde test geliştirilmek istenmesi veya yeni bir virüsün ortaya çıkması durumunda da RNA tabanlı yeni referans malzemeler çok kısa sürede üretilebilir konumda olacak.
COVID-19 Hastalığı için Voltammetrik Sensör & Cihaz Üretimi Projesi kapsamında da SARS-CoV-2 virüsünün spesifik proteinlerinin tayini için belirtilen iş paketleri tamamlanarak ulusal tanı kiti, cihazı ve yazılımı üretildi. Geliştirilen yöntem, sensör ve cihaz 30 pozitif ve 80 negatif gerçek hasta örneklerinde denendi ve RT-PCR ile karşılaştırıldığında %85'in üzerinde bir doğruluk elde edildi. Geliştirilen bu sistem, yazılımına çok sayıda örnek ile analizler sonrasında yapılacak küçük eklemelerle ulusal ve uluslararası ölçekte ölçüm yapan bütün laboratuvarlar, hastaneler ve tesisler için bir cazibe haline gelebilecek. Bu hastalığın şu an ve ilerdeki zamanlarda tayin edilebilmesi ve kit/cihaz üretiminin sağlanması ülkenin maddi olarak dışa bağımlılığını azaltacak ve mevcut veya ilerde çıkabilecek başka hastalıkların tanısında yeni kit ve cihazların üretimine ışık tutabilecek.
Virüsün farklı ölçüm metotlarıyla tespiti ve tedavisine yönelik olarak yürütülen bazı projelerde de sona gelinmek üzere.
Literatürde bulunan ölçüm yöntemlerine bir yenisini daha ekleyip farklı kit ve cihaz üretimine alternatif bir yöntem kazandırmak adına başlanan COVID-19 Hastalığının Tanısı için Optik ve Elektrokimyasal Biyosensör Geliştirilmesi Projesinde de SARS-CoV-2 virüsünün spesifik proteinlerinin (antijen) tayini için belirtilen iş paketlerinin 3’ü başarıyla tamamlandı.
Proje kapsamında ilk hedef olarak farklı boyutlardaki altın nano-parçacıkların sentez ve karakterizasyon çalışmaları yapıldı. Sentezlenen farklı boyutlardaki altın nano-parçacıklar çeşitli yöntemler kullanılarak karakterize edildi. Daha sonra SARS-CoV-2’ ye ait olan spike antikorlar altın nano-parçacıkların yüzeyine farklı kimyasal metotlar ile modifiye edilip sonrasında yine karakterizasyonları gerçekleştirildi ve virüse ait spike antijenler hem optik hem de elektrokimyasal yöntemlerle başarılı bir şekilde tayin edildi. Projenin bundan sonraki aşamasında hem tespit limitini hem de tespit süresini daha iyi hale getirmek için farklı kimyasal metotlar denenerek daha iyi optimizasyon koşullarının elde edilmesi planlanıyor.
Özellikle COVID-19 bulgusunun ilk tespitinde kullanılan temassız ateş ölçerlerin izlenebilir kalibrasyonlarının gerçekleştirilmesi için yöntem ve sistemlerin geliştirilmesi amacıyla yürütülen Pandemik Hastalıkların Tespitine Yönelik Termal ve Optik Tabanlı Sistemlerinin Geliştirilmesi Projesi’nde de hem alın termometreleri hem de termal kameraların izlenebilir kalibrasyonlarının gerçekleştirilmesi için tüm altyapı hazır hale getirildi ve hizmet verilmeye başlandı. Ayrıca, söz konusu ateş ölçerlerin kalibrasyonu için referans sabit noktalar geliştirilme süreci de devam ediyor.
Virüs ve bakteri boyutlarında saydam nanoparçacıkların optiksel metotlarla tespitine yönelik çalışmaları kapsayan projede sistemin fototermal test düzenekleri kısmı tamamlanarak optik kuvvet ile parçacık tespit aşamasına başlandı.
Son olarak COVID-19 başta olmak üzere virüs yayılım dinamiklerini yüksek doğrulukla karakterize etmek, yayılımı azaltma yöntemi araştırmak ve bir prototip cihaz tasarlamak amacıyla İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa (İÜC) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi ile birlikte yürütülen Virüs (COVID-19, SARS, MERS vb.) Yayılımını Azaltma Projesi’nde de virüsü yayılımının kızıl ötesi (IR) tekniği ile azaltılması konusunda gerçekleştirilen ölçümlerde önemli sonuçlara ulaşıldı. Hızlı ve yüksek çözünürlüklü kamera ve lazer sistemi ile havadaki damlacıkların izlenmesi, ölçülmesi ve yayılım karakterinin izlenmesi için sistem oluşturulması ve virüsü yayılımının mikrodalga (MD) tekniği ile azaltılması konusunda yapılan çalışmalar da hız kesmeden devam ediyor.
Sonuçlandırılmış iki proje dışında çalışmaları devam eden 3 projeden birinin 2021 yıl sonunda diğer ikisinin de 2022’nin ilk aylarında tamamlanarak kullanıma sunulması hedefleniyor.